Dünya İnsani Zirvesi öncesi İstanbul’da ‘mülteci temizliği’

Dünya İnsani Zirvesi öncesi İstanbul’da ‘mülteci temizliği’

23-24 Mayıs tarihlerinde Türkiye’nin ev sahipliğinde dünyada ilk kez yapılacak ‘Dünya İnsani Zirvesi’ öncesi İstanbul’da ‘mülteci temizliği’ başladı. İnsan hakları örgütleri söz konusu zirvenin yeni bir pazarlık masası olduğunu düşünüyor.

Türkiye 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde dünyada ilk kez yapılacak ‘Dünya İnsani Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Mültecilerin sorunlarına dikkat çekmek için yapılacak zirve öncesi, İstanbul sokaklarında ‘temizlik’ başladı.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un girişimiyle Türkiye’nin ev sahipliği yapması kararlaştırılan zirve için Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada, “Türkiye, insani alandaki tecrübelerini ve dünyaya örnek teşkil eden uygulamalarını bu vesileyle uluslararası toplumla bir kez daha paylaşma fırsatı bulacaktır” ifadelerine yer verildi. İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda 23-24 Mayıs’ta düzenlenecek olan zirve öncesi ise İstanbul sokaklarında ‘imaj tazeleme’ çalışmaları başladı.

TAKSİM’DEN OSMANİYE’DEKİ KAMPA GÖNDERİLDİLER
Geçen hafta içinde Beyoğlu’nda yaşayan Suriyeli ailelerin, çocuklarıyla birlikte zorla araçlara bindirildiği, bir gün sonra Osmaniye’de bir kampa götürüldüğü ortaya çıkmıştı. Şehrin görünür yüzünün mültecilerden “arındırma” ve “imaj temizliği” çalışmalarının Dünya İnsani Zirvesi (World Humanitarian Summit) öncesinde yaşanması insan hakları örgütlerine göre ‘tesadüf’ değil.
Konuya ilişkin görüştüğümüz İnsan Haklar Derneği (İHD) Mülteci Hakları Komisyonu’ndan Avukat Gülseren Yoleri zirve öncesi özellikle sokaklarda dolaşan mülteci çocukların toplanarak belli merkezlere götürüldüğünü aktardı.

Çocukların kamplara gönderilmeye çalışıldığını söyleyen Yoleri “Gitmeyenleri, bir müddet tuttuktan sonra “serbest bırakacağız” şeklinde açıklama yapıyorlar” ifadelerini kullandı. Zirve öncesi başta çocuklar olmak üzere mültecileri ‘sokaktan çekme’ çalışmalarının başladığını söyleyen Avukat Yoleri şöyle devam etti: “İmajı düzeltmek için böyle bir çalışma içerisinde olduklarını düşünüyoruz. Gerçeği ortaya koyan bir görüntü olduğu için, bu gerçeğin görünür olmasını arzu etmiyorlar. Çocuklar özellikle sokaktan çok çekiliyor.”

‘TEKRAR SOKAĞA ATACAKLAR’
Çocukların sokaklarda istismara çok açık bir şekilde yaşadığını ifade eden Yoleri, “Buna bir çözüm bulunması gerektiği aşikar ama çözüm hepsini zorla toplayıp bir yere götürerek, zor koşullarda yaşamaya mahkum etmek değil. Daha insani bir yaşam alanı sağlanması, çocukların eğitim, sağlık gibi alanlarda tüm ihtiyaçlarının tereddütsüz giderilmesi gerekiyor. Ama zaman zaman bu şekilde alıp götürüp, sonra tekrardan sokağa atıyorlar” dedi.

Tarlabaşı’ndaki mültecilerin toplandığını söyleyen Yoleri, Türkiye’nin imajını oluşturan büyük şehirlerde bu imajı zedeleyecek görüntünün oluşmaması için böyle bir yönteme başvurulduğunu kaydetti. Yoleri yapılanları onaylamadıklarını belirterek, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Bu çocukların sokaktan kurtarılması lazım ama bu biçimde değil. Kalıcı çözümler yaratmıyorlar, sadece kendi işlerine yarayacak şekillerde, zaman zaman önlemler biçimde gerçekleştiriliyor. Ama mülteci ve çocukları esas olan düzenlemeler değil. Biz onları esas alan uygulamaları talep ediyoruz.”

BAZI ÖRGÜTLER ZİRVEDEN ÇEKİLMEYE BAŞLADI

Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da, mültecilerin sorunlarına çözüm üretmen iddiasıyla yapılacak olan zirvenin çözüm üretebileceğini düşünmeyen Yoleri, zirveden bazı örgütlerin de çekilmeye başladığını belirterek devam etti: “Çünkü zirvenin planlanan gerçekleşme biçiminde ortaya çıkabilecek sonuçları öngörmek mümkün. Bu aslında biraz göz boyama. Siz bir şeyi düzeltmek istiyorsanız bir zirveyi beklemek zorunda değilsiniz. Devletin uygulamaları da bugüne kadar mültecilere yönelik çok istikrarlı bir şekilde, dışlanma, yok sayma, ötekileştirme, insani görmeme tutumu geçmişten bugüne vardı. Şimdi mültecilerin fazlalaşmasıyla birlikte bugün bu tutum varlığını sürdürüyor. Sahipsizlik durumu, daha fazla istismara yol açabilecek uygulamalara izin veriliyor. Suriyeliler özellikle ucuz iş gücü olarak görülüyor, angarya işler de çalıştırılıyor ve bir rekabet malzemesi olarak da sunuluyor. “Bu işi 5 kuruşa yapan da var, sen neden yüksek para istiyorsun” diyerek yabancı yerlilere karşı bir rekabet aracı olarak kullanıyorlar. Birçok iş gücünde böyle bir durum var. Mevsimlik işçilikte, tarımsal alanlarda Suriyeliler’in çalıştırılmasına dönük düzenlemeler yapıldı.”

‘ZİRVE YENİ BİR PAZARLIK MASASI’
Mültecilerin, Türkiye’de sömürü çarkının dönmesi için de önemli bir araç olarak kullanıldığını ifade eden Avukat Yoleri, Dünya İnsani Zirvesi’nin aynı zamanda yeni bir pazarlık masası olduğunu düşünüyor.

“Kirli hesaplar dönüyor” diyen Yoleri düşüncesini sözlerini şöyle tamamladı: “Bu zirve yeni bir pazarlık masası ve aynı zamanda bir göz boyama. Yabancılarla ilgili başka bir görüntü oluşturarak buradan siyasi, ekonomik ve dış ilişkiler açısından bir ‘yol alma’ hali. ‘İnsani zirve’ deniyor ama oradan insani bir sonucun çıkma olasılığının ‘sıfır’ olarak değerlendirirsek kimseye haksızlık etmiş olmayız.”

İnsan hakları örgütleri ve göçmen dayanışma grupları, söz konusu insanlık dışı ve hukuksuz uygulamalara ‘dur’ demek amacıyla ‘Komşuma Dokunma’ başlıklı bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor.